Kadını toplumsal hak ve özgürlükler konusunda erkeğin yanına çekene kadar, eşitleyene kadar, feminizm düşüncesini desteklerim ve eşitlenmeyle birlikte böylesi fikirlerin ortadan kalkacağına inanırım ya; işbu, Valerie Solanas'ın 'Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu', orijinal ismiyle 'SCUM Manifesto'; inançlarımı zorlayacak türden bir demir lebleli.
Seksin ve uyuşturucunun 'trend' olduğu 60'lı yılların hippi dünyasında, cinselliği önemsemeyerek anti tez olarak yükselirken 'İkinci Dalga Feminizm'in en uç ve en cesur sözcüsü kıvamında tek tüfek ilerleyen Solanas, kitabını yazdığı dönemle de zıtlaşıyor. Bir ruh halini, hayali bir ruh halini simgeleyen SCUM Örgütü, toplum yaşamına dair çoğu şeyi ters yüz ediyor.
Oldukça sert bir dille yazılmış 'SCUM Manifesto', feminizmin en uç noktalarından biri. Alaycı dili, abartılarla birleşince oluşan yapı, kimilerini çıldırtacak cinsten. Eril olarak tabir ettiği erkeklerin hepsini yok etmek isteyen, daha sonra da erilleri suçları bahabında teker teker yargılayan Solanas, bu büyük nefretiyle sınırlarınızı zorlayabilir. Fakat çok azınızdan anlayış bekliyorum; onu böylesine saldırganlaştıranın erkek egemen toplumdan başka birşey değil.
1936 doğumlu Solanas, öz babasının tacizleriyle büyür, annesinin ikinci kocasından da sevgi görmez. Dedesinin baskıcı zihni, torununa kırbaç vurmayı kabul eder; Solanas daha ufak yaştan acıyla tanışır ki bu başlangıçtır. Çareyi 15 yaşında evi terk etmekte bulan ve bir gayret yalnız başına liseyi bitiren, oradan da üniversiteye, psikoloji bölümüne geçen, öğretim hayatına dereceler sığdıran Solanas; okulu bittikten sonra fahişelik-küçük kahveler için oyun yazarlığı-vs. yaparak yaşamaya çalışır. 'Kıçınıza Girsin', sokak aralarında bitirdiği ilk önemli işidir.
1967 yılında, 'Kıçınıza Girsin' in gazıyla Andy Warhol'un yanına gider. Bir anda gelişen arkadaşları, onun Factory ile takılmasına imkan sağlar. Warhol'un kısa filmlerinde de rol alan Solanas, bir kaç ay sonra para ister, oyununu geri ister fakat istediğini alamaz. Para yoktur ve oyunun tek kopyası kaybolmuştur. Bundan ve başka sebeblerden, gidip Warhol ve iki kişiyi daha vurur, ölen yoktur ama Warhol kıl payı kurtulur. Haliyle mapuslara düşer Solanas, gazetelere de bol bol haber olur, sorulan her sorunun yanıtı aynıdır; 'gidip fotokopilerle elden ele çoğalttığım manifestomu okuyun, kim olduğumu anlarsınız.' (Hayat hikayesinin gerisini kitabın ön sözünden okuyabilirsiniz.)
Erkeklerin öldürülmesine karşıyım, Solanas'ın nefreti bazen usandırabiliyor, hem her eril aynı değil, hem dünya hiç adaletli ve eşit olmadı. Yine de, yazarın haklı olduğu pek çok nokta var. Mübalağalara gülebiliriz, altını kazımalıyız ama ve karşımıza çıkan tozlu aynayı silip kendimize bakmalayız. Solanas, ayna tutuyor, çok az kişi bakabiliyor, o ayrı.
Yarın Pazar, Sel Yayıncılık tarafında yayınlanan 'Erkekleri Doğrama Cemiyeti Manifestosu'nu akşama kadar bitirebilirsiniz; ince ve ucuz bir kitap. Yazarın hayatıyla hüzün, kitabın işlediği konuyla ciddiyet, işleyişinde ise mizah var; çok şey var; ağır teşkilat.
Not: Bu yazı üzerinde biraz daha oynayacağım, nihai şekline az kaldı.
Seksin ve uyuşturucunun 'trend' olduğu 60'lı yılların hippi dünyasında, cinselliği önemsemeyerek anti tez olarak yükselirken 'İkinci Dalga Feminizm'in en uç ve en cesur sözcüsü kıvamında tek tüfek ilerleyen Solanas, kitabını yazdığı dönemle de zıtlaşıyor. Bir ruh halini, hayali bir ruh halini simgeleyen SCUM Örgütü, toplum yaşamına dair çoğu şeyi ters yüz ediyor.
Oldukça sert bir dille yazılmış 'SCUM Manifesto', feminizmin en uç noktalarından biri. Alaycı dili, abartılarla birleşince oluşan yapı, kimilerini çıldırtacak cinsten. Eril olarak tabir ettiği erkeklerin hepsini yok etmek isteyen, daha sonra da erilleri suçları bahabında teker teker yargılayan Solanas, bu büyük nefretiyle sınırlarınızı zorlayabilir. Fakat çok azınızdan anlayış bekliyorum; onu böylesine saldırganlaştıranın erkek egemen toplumdan başka birşey değil.
1936 doğumlu Solanas, öz babasının tacizleriyle büyür, annesinin ikinci kocasından da sevgi görmez. Dedesinin baskıcı zihni, torununa kırbaç vurmayı kabul eder; Solanas daha ufak yaştan acıyla tanışır ki bu başlangıçtır. Çareyi 15 yaşında evi terk etmekte bulan ve bir gayret yalnız başına liseyi bitiren, oradan da üniversiteye, psikoloji bölümüne geçen, öğretim hayatına dereceler sığdıran Solanas; okulu bittikten sonra fahişelik-küçük kahveler için oyun yazarlığı-vs. yaparak yaşamaya çalışır. 'Kıçınıza Girsin', sokak aralarında bitirdiği ilk önemli işidir.
1967 yılında, 'Kıçınıza Girsin' in gazıyla Andy Warhol'un yanına gider. Bir anda gelişen arkadaşları, onun Factory ile takılmasına imkan sağlar. Warhol'un kısa filmlerinde de rol alan Solanas, bir kaç ay sonra para ister, oyununu geri ister fakat istediğini alamaz. Para yoktur ve oyunun tek kopyası kaybolmuştur. Bundan ve başka sebeblerden, gidip Warhol ve iki kişiyi daha vurur, ölen yoktur ama Warhol kıl payı kurtulur. Haliyle mapuslara düşer Solanas, gazetelere de bol bol haber olur, sorulan her sorunun yanıtı aynıdır; 'gidip fotokopilerle elden ele çoğalttığım manifestomu okuyun, kim olduğumu anlarsınız.' (Hayat hikayesinin gerisini kitabın ön sözünden okuyabilirsiniz.)
Erkeklerin öldürülmesine karşıyım, Solanas'ın nefreti bazen usandırabiliyor, hem her eril aynı değil, hem dünya hiç adaletli ve eşit olmadı. Yine de, yazarın haklı olduğu pek çok nokta var. Mübalağalara gülebiliriz, altını kazımalıyız ama ve karşımıza çıkan tozlu aynayı silip kendimize bakmalayız. Solanas, ayna tutuyor, çok az kişi bakabiliyor, o ayrı.
Yarın Pazar, Sel Yayıncılık tarafında yayınlanan 'Erkekleri Doğrama Cemiyeti Manifestosu'nu akşama kadar bitirebilirsiniz; ince ve ucuz bir kitap. Yazarın hayatıyla hüzün, kitabın işlediği konuyla ciddiyet, işleyişinde ise mizah var; çok şey var; ağır teşkilat.
Not: Bu yazı üzerinde biraz daha oynayacağım, nihai şekline az kaldı.
3 yorum:
Bilinç akışını terse yatıran bir kitap bu! İyi yazı, çocuk olduğunu unutunca daha sıkı yazacaksın.
haberin var mı bilmem suet adam,seni dergide gördük bugün trendsetter da,gözlerimiz faltaşı oldu kıskandık,:)abovvv!
ne hayat be!yine yapmissin yapçagini firat güzel yazi olmus tebrikler bu arada kitap,okunmaya deger gözüküyor
Yorum Gönder