They're just narcissists/Well wouldn't it be nice to be Dorian Gray?/Just for a day/They're just narcissists/Oh, what's so great to be Dorian Gray?/Every day?
2000'li yılların rock patlamasında fitili ateşleyen the Strokes'a İngiltere'den gelen gürültülü bir cevaptı the Libertines. Eski Suede gitaristi Bernard Butler'ın keşfedip, the Clash mirası Mick Jones'a teslim ettiği grubun başını çeken Pete Doherty ve Carl Barat arasında süregitmiş kavgalar, uyumsuzluklar ile medya onlara parsellenmişti. Sevgi-nefret çekimiyle (aralarındaki ilişki, kimi zaman akılları karıştırdı) kayıtları dolduran ikili ne yazık ki yabana atılamayacak kadar iyi müzik yapıyordu. Ne yazık ki, tüm şımarıklarına göz yummak zorunda kaldık. Biraz umursamaz bir dinleyici olursak, takdir edelim, the Libertines'ın dağılması herkesi üzdü. Şöyle ki, söyleyecek sözleri vardı. Pete Doherty, the Smiths ve Suede sevgisiyle melodramı elinde tutarken; Barat punk'ı yaşatmaya çalışıyordu. Oscar Wilde, William Blake, Peter Ackroyd gibi yazarlara da göz kırparlarken, harika şarkı sözlerinde ırkçılığı kınıyor, Dorian Gray'i kıskanıyorlardı. Dorian Gray'in pervazsızlığına sahip Pete Doherty ve daha sakin Carl Barat yolları ayırdığındaysa; the Libertines'ın uzantısı yeni ekipler, eskisinin heyecanını yaşatamadı. the Libertines'ın güzel cesedini çürütmemek için hala haklarında konuşan İngilizler, bir zamanlar çok umut bağladıkları bu gençleri hatırlamak için, 'Time For Heroes - The Best Of the Libertines'toplamasını piyasaya çağırdı. Rough Trade çıkışlı best-of; hiç bir yeni kayıt içermese de, bazı güzel şarkıları gözden kaçırsa da, geçmişi yüceltip avunmak isteyenler için eğlenceli bir kayıt olarak yükseliyor. Yine de, epi topu iki albüme sahip kısa tarihli The Libertines'ı, albümlerinden dinlemek çok daha mantıklı...
The Libertines - Narcissist
The Libertines - What a Waster
0 yorum:
Yorum Gönder