28 Aralık, 2007

Dramatik Olmak İstemem Ama Olympian Bana Bunları Yazdırdı

Bu zamanlarım fazla dramatik ilerliyor. Bazı şeyler yapmak istiyorum ama bunları yapmazken, yapmamam gereken başka şeyleri yaparak zaman harcıyorum. Belli bir boşluk ve büyük bir fazlalık var. Ne yazık ki, trajediler de bol geliyor, dramatik olmaktan nefret ediyorum. Böyle tüm bu zıtlıklarla birlikte, güzel şeyler de oluyor. Pek çok şey oluveriyor (ya da olmayıveriyor). Bugün de çok şey oldu (keşke hiç olmasaydı). Yengem ameliyat oldu, anlatmayacağım ve de elimde olmayan çok üzücü bir kalp kırıklığım oldu. Aslında, olacağı vardı. Dün sürekli Gene dinlemiştim.

Bir sene kadar önce, Gene'in kırılgan sesi Martin Rossiter'ı duyduğumda, o sesin hissettirdiği heyecan ve de hüzünle yeni çıkmaya başlayan sakallarım, hatta yanaklarımın üzerindeki ayva tüylerim bile dikleşmişti. Şarkılarını anlamak için defalarca başa sarmıştım ilk iki albümlerini. Sonra şarkılar beni anladı, anlaşılacak duruma geldim, başıma hiç hoşuma gitmeyen durumlar geldi. Bir süre yüksek sesle Gene'i, özellikle ''Olympian'' şarkılarını dinleyemedim. Anlaşılıyor ki, bugünün getirdikleri böyle giderse, bir süre daha bu şarkıya yaklaşamayacağım.

Mp3: Gene - Olympian
Mp3: Gene - Where Are They Now?
Mp3: Gene - London, Can You Wait?

Üzüntülerimi bir nebze azaltmak için Joe Orton'ın oyunlarından hınzır bir kareyi fotoğraf olarak kullandım. Okulda, yanımda oturan kız her hissi zıttıyla yaşadığımı, ikili duygular içerisinde olduğumu söylüyor, derim birde.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Olimpian" ı da SAYENİZDE sevmiştik..
Şarkılarla anılar birleşince çoğu zaman kötü oluyor böyle işte ama elde değil..Kötü zamanlarda pek birşey dinlememeye çalışırım ben ya da en azında yeni birşey dinlememeye...