11 Haziran, 2008

Kakaşım

13 Mart bir gündü ya da bir güldü. Biz, gül seçer gibi heyecanlı ve kararsız, kelimeler sıraladık ya da sayıklamalar salladık. Bu oyundu, içe dönük oyuktu; kakaşım yoluyla, kısa heceli net kelimelerle birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. Bazen, cümle bile kurduk;

- Fırat'ın kalbi.

Ben, alfabeyi ezbere bilmeyen bir çocuğum. Takiben hangi harf gelir, bilemedim. Aynı zamanda, ben, çivi yutamayan bir çocuğum. Çatlak duvar gibi yıkıldım, koltuğa çöktüm;

- Pardon, bana da takma isim seçebilir misin?

Sözlüğe bakması gerekti.

Sözlüklerde yazan her anlam doğru olmayabilir, demişti Tacim beraber Setüstü'nden Karaköy'e doğru yürürken, en mükemmel'in isim karşılığını arıyorduk.

0 yorum: