Allen Ginsberg, 'ruhsal eşim' diye tanıttığı Anne Waldman'ı, bir bakıma, Beat kuşağı kadınlarının lideri olarak konumlarken; Waldman, kendi anlamını yavaş yavaş örmeye başlamıştı. 'Şair' kimliğini 60'lı yılların başında sahiplenen Waldman, dönemin diğer şairleriyle birlikte hareket etmeden önce, fanzin formunda dağıttığı şiirleriyle bu alanın en heyecan verici isimleri arasına katıldı. Budist öğretilere olan merakıyla Ginsberg'in dikkatini çeken Waldman, arzuladığı performatif okumalara dair olanaklara da yine Ginsberg sayesinde ulaşacaktı. Hiçbir zaman tastamam bir 'Beat şair' olarak konumlanmasa da, Waldman, modern Amerikan şiiirinin çalışkan jenerasyonu içerisinde büyük bir verimlilik sundu. Yaklaşık 40 adet şiir kitabı yayınladı, çeşitli dergi ve fanzinlere editörlük yaptı, binlerce şiir performansı sergiledi, önemli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalıştı, çağdaşı kadın şairlerle birlikte cinsel ayrımcılığa karşı seminerler düzenledi vesaire vesaire.
Yaşanan onca güzelliğe rağmen, şimdiden geriye dönüp bakıldığında, Anne Waldman'ın hakettiği karşılığı aldığını söylemek, biraz güç. Türkiye Şiiri'nde de sürekli tekrarlanan 'kadın şair' tanımı, Waldman'ı olması gereken noktadan uzaklaştıran olumsuzlukları tetikledi. Şiirde cinsiyet bazen bazı şeyler konuşulmasın diye öne sürülen bir gürültü oluyor. Anne Waldman'ın gür sesi, bu gürültü içinde yitip gitmese de, kimi cümleler anlaşıl-a-mıyor. 1950'den sonra yazılan şiirin önemli bir parçası sayılması gereken Anne Waldman; şiirinde kullandığı etkin ritim ve ele aldığı konulardaki yenileyici bakış açısıyla, her türlü önyargıyı kıracak denli önemli bir anlam taşıyor. Bu anlamı biraz daha görünür kılan pek çok okuma kaydı var, neyse ki.
İlk olarak 'Pressure' şiirine uğruyoruz. Şiir, 'Giorno Poetry Systems'ın ilk kayıt toplamında, 'Dial-A-Poems' toplamında yer alıyor. 1972 yılında kaydedilen 'Pressure', performans şiirin 'büyükannesi' Waldman'ın okuma alışkanlıklarını yansıtan, tekrara ve iççekişe dayalı bir ritme sahip. Teslimiyete ait hüznü şehir hayatının genel dinamiği içinde veren Waldman; mekanların-durumların-haritaların ayrıntılarını, kendine dönük bir serbestlikle sıralıyor. Başka Sesler'in en sık karşılacağınız isimlerinden biri Anne Waldman. 'Pressure'da onun ilk ev hediyesi:
Not: Şiirin ses kaydını indirmek için gereken linki alttaki altı çizili başlığa sağ tıklayarak yeni pencerede ya da yeni sekmede açabilirsiniz.
Anne Waldman
When i see you
Climb the walls
I climb them too
No way out of the cosmic mulhole!
no way out of the telephone booth
the classroom
the VW bus the igloo
No way out of the
Quonset hut
the tea for two
the greenhouse, the waterproof tent
the motel room, the
split level ranch house
the hacienda, the chalet
the icy castle
the formidable mountain
the haunted house
the 747
the rickety porch
the lazy afternoon
the mother's house
Emily Dickinson's staircase
the hospital ward
no way out of Chicago
or Cleveland or Detroit
No way out of the 60-storey office building
the church, the temple, the mosque
the Long Island Rail Road Station
the A train the D train the BMT
the 9th street crosstown bus
the rain, the 10-inch snow pilling up
outside my window
the refleshingly shower
no way out of the poolroom
the bowling alley
the noisy bar
the enormous bathtub
the Chinese restaurant
the delicatessen
the departmen store
the trolley
no way out of the desert
off the Alps
out of the tunnel
out of the river the lake the ocean the bay
off the skis
out of the arena
out of the spotlight
the movie theatre
the motion picture screen
no way out of the barn
the farm, the chicken coop
the stable the hay loft
no way out of the doctorate the M.A.
the B.A. the Pd.D.
the toolshed, the library
my sneakers
no way out of Africa
off Europe, out of Asia
no way off the jeep
the circus the rodeo
the Donizetti opera
La Fille du Regiment
no escape from Joan Sutherland'ın astonishing voice
or the barking dogs chasing the deer weakened from
a long winter
no escape from the guitar or the cello or the
harpsichord
no escape from the mailman, the endless mail
no way out of the stationery store
the print shop
the newspaper office
the gloosy IBM retail showroom on William Street
the poker game
the family dinner
the cocktail party
the birthday celebration
no way out of Christmas, off New Year's
out of Philadelphia, Texas, Indipendence, Mo.
no way out of the sleeping bag no way no way
no way out of the celery patch
the organic vegatable garden
the ancient forest
the deep ravine
the glistening valley
the starry night
the Louvre
the Met
the numerous art galleries of New York City and L.A.
the simple chat, no escape
the zoo no escape
the coat hangers no escape
the history of Russia no escape
China, Japan
the history of music, no escape
the voices of Pygmies singing in the Ituri rain
forest
gamelan no escape
Mozart's legacy
& Satie's
no way out of prison
no way off progress off collapse
no way out of the White House
or the Senate or the Capitol
no way no way
no way out of money
even when you're out of it
no way out of whippoorwills swallows gulls
the swimming pool, Bellows Falls
the Great Chain of Being, no escape
the Magnetic Field, no escape
the Condinental Shield, no escape
the Great Barrier Reef
no escape no escape
the piper cub no return
the next acceptance speech no return
the last hurray the middle age
no way out of the TV, no way off Mars
the moon, the sun's radiant energy
no way no way
no way out of structual anthropology
or brain chemistry
or pain killers or pain
no way off pleasure
the rainbow, no escape
the cab ride, no escape
solar flares, no escape
The World Trade Center no escape
The Amazon no escape
amazing grace, no escape
autumn, no escape
my window, no escape
& midnight stubborn midnight no escape
no return no way off
no way out of midnight
black midnight deep midnight
now coaxing midnight gentle midnight no escape
Lower East Side / 1972
3 yorum:
şiirde bazı "escape"ler "espace" olarak yazılmış. sık tekrar edilmiş bir dizgi yanlışı.
kitaptan geçiriyordum. no escape tekrarını yazmaktan sıkılınca, kopyala-yapıştır yapayım dedim. demek ki yanlış yazıp yanlışı yapıştırmışım. düzeltildi.
cok iyi geldi bana bu sahsiyeti tanımak... yalnızlıklar ve anlaşılmama durumları bu kadar mı birbirine benzer? kardes hisler... üşüdüm yine...
Yorum Gönder