13 Ağustos, 2007

Suede Coming Up
Suede’e inanıyorum, inanıyoruz; 90’ları anlamlı kılan ve aşk ile zehiri havaya salan yegâne gruptu onlar, defalarca bahsettim ki hiç sıkılmadım, kolay kolay sıkılmam, siz okumaktan sıkılır mısınız? Orasını bilemem. Suede’in nev-i şahsına münhasır özellikleri daha önceki yazılardan okuyabilirsiniz, fakat onlara oldu olacak iyice tutunmak için, eğer daha derine inmem ve daha çok şey sunmam gerekiyorsa; üçüncü albümleri ki yepyeni yollar demektir, ‘Coming Up’ ile başlayabilirim.

Ziggy Stardust’ın Morrissey’den doğma çocuğu Brett Anderson, insanüstü karizması ve kusursuz müzik anlayışı ile 90’lı yılların başında ülkesi İngiltere’de, grubu Suede ile fırtınalar estirmiş; gitar Bernard Butler’ın ikinci albüm ‘Dog Man Star’ ile çekip gitmesiyle pamuk ipliği üzerinde yürümüştür. Kimilerine göre ilk iki albümün başarısı Bernard Butler’a bağlıdır, bu katiyen yalandır, pamuk ipliği kopmamıştır, aksine daha sağlam adımlar atılmış, grubun ilk zamanlarındaki reyting’i ‘Coming Up’ sayesinde tekrar yakalanmıştır.

Kendi adlarını taşıyan debutları, müzik yapma reçetesini tamamen değiştirmiş, Glam’i küllerinden alevlendirip, Britpop’u uyandırmıştı. Hakkını verelim; Bernard Butler’ın kaygan gitarları olmasa Brett bu kadar haşır neşir olamazdı mikrofonla ya da bu kadar ateşli. Her ne kadar asıl cevher Anderson’da saklı olsa da, Butler ile aralarındaki kimya oldukça yararlı ve güçlüydü. Fakat gözün kamaşırsa bir şey göremezsin, Butler egolarına yenik düştü, sonra da bol bol pişman oldu, 2. albüm ‘Dog Man Star’ kayıtlarının peşi sıra stüdyoyu ve ekibi terk etmesiyle unutuluşa doğru yol aldı. Bu gerilimler üzerine kaydedilen ‘Dog Man Star’, kesinlikle en iyi Suede albümüydü ve bence müzik tarihinin en iyi işiydi, deyip susmak istiyorum, yoksa duramam.

Bernard Butler gitti, yerine bir adet 17 yaşındaki gitarist Richard Oakes ve bir adet Neil Codling geldi. Codling yeni Suede' i temsil eder gibi eskiden kullanılmayan klavyenin başına geçti, Oakes ise bol gürültü ile çaldığı notlarıyla revizyona büyük katkılarda bulundu. Artık eski melodik yapı yoktu, bol teknoloji ve eko Brett Anderson’ın perdeli/şuh sesiyle karışıp gidiyordu. 90’ların en büyük grubu baştan tırnağa yenilenmişti ve oldukça paktı.

Bir önceki albüm ‘Dog Man Star’ın acı veren ritminin aksine, ‘Coming Up’ parti havası ile dikkat çeker ki diskografisinin en ilginç albümüdür, en kolay dinlenen, en glam-pop, en… Güzel single’larla önümüze düştü, ‘Trash’ ve ‘Beautiful Ones’ gibi hitler, ‘Starcrazy’ gibi gizli hazineler Suede’i yeniden major dergilere kapak yaptı, tabloidler bağırdı; Brettpop geri döndü!

Ben arkadaşlarımla filan buluştuktan sonra bazen kendimi kötü hissederim, post parti sendromu herhalde. Bu duygularla özdeşleştirdiğim için mi bilmem ama ‘Coming Up’ kalabalık eğlencelerde yalnız kalıp, bir köşeye sinip ağlamayı da anlatıyor, albümü bitiren baladlarla tabiî ki. 7 dakika uzunluğunda ‘The Chemistry Between Us’ taze üye Neil Codling ile birlikte oluşturulmuş, romantik ve destansı. Pet Shop Boys üyelerinin de konserlerinde çaldıkları ‘Saturday Night’, albüme hâkim olan temaları toplayıp güçlü bir silah olarak gerisin geri dinleyenlere fırlatıyor, kalbi delip geçiyor. ‘Coming Up’; ‘Dog Man Star’ kadar derin ya da debut kadar unutulmaz olmasa da yeni keşiflerden galibiyetle dönüyor; her daim alev alev Suede müziği ortalığı ateşe veriyor.

9.5/10

1.Trash
2.Filmstar
3.Lazy
4.By the Sea
5.She
6.Beautiful Ones
7.Starcrazy
8.Picnic by the Motorway
9.The Chemistry Between Us
10.Saturday Night

Flashback: Suede yazıma bakabilirsiniz, her bir şey için. Birde, bu yazı ile bir sayfalık inceleme hazırlama rekorumu egale ettim. Hızlı yazmak zorunda kaldım ama sanırım güzel oldu, olmadıysa da ilerde kusurları törpülerim.

0 yorum: