Sanatın tıkandığı günlerde iş gören Pop Art akımının en önemli temsilcisi sayılan Andy Warhol; kendi ayrıksılığıyla özdeşen yeraltı sanatçılarıyla, özellikle oyuncularla birlikte ilerlettiği ''Factory'' ile 60'ların sanat anlayışında avangard anlayışın başını çekiyordu. Velvet Underground ve Nico ile müziğe, baskı tekniğiyle çarpıcı kıldığı tabloları ve tasarımlarıyla resime sağaltıcı bir eleştiriyle yaklaşmıştı. Cinselliğe ve kişisel karmaşalara fazlaca yüklenen filmleriyse, kötü insanların sanatsal iletişim için bir engel olmadığını kanıtladığı gibi tüm bu vahşilikte bile estetik duyarlılığı öne çıkarabilse de, teknikleriyle taktir edilse de, yansıttıkları itibariyle sürekli tartışıldı, diğer çalışmaları gibi sahiplenilmedi. Sadece sırtı duvara dayalı yakışıklı bir gencin boynundan yukarısını, sabit bir kamera açısıyla gösteren, ilk filmlerinden sayılabilecek ''Blowjob''; isminden de anlaşıldığı gibi, steril olmaktan oldukça uzaktı, görünmeyen bir haz gencin ifadelerinden anlaşılıyordu. Ufak sanat atölyelerinde gösterilen ekran testleri ise, Andy Warhol'un süperstarlarını sorularla konuşturduğu, vurucu/üzücü/şaşırtıcı bir cevap aldığındaysa kaydı kestiği sohbetlerden oluşuyordu. Doğrusu, pek duyulmak istenen şeyler söylemiyorlardı.
Bu ve benzeri yaklaşımların zirvesi, Andy Warhol'un Paul Morrissey ile birlikte yönettiği, Nico, Brigid, Ingrid ve diğerlerinin başı çektiği oyuncu kadrosuyla kotarılmış 1966 yapımı ''Chelsea Girls'' idi. 1.500 dolar gibi düşük bir bütçeyle, yok denecek kadar az montajla hazırlanmıştı. Altı buçuk saatlik bir çekim, üç saat on beş dakikaya indirilmişti. ''Chelsea Girls''; underground kavramını da kırarak sinema salonlarında gösterilecekti. Kendi anlayışları adına büyük bir başarı olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Zaten bu filmde görülen bütünlük, bir başka zamanda böylesine yetkin olmayacaktı.
Genel seyirciye ters konuları ele alan tüm Andy Warhol filmleri gibi, ''Chelsea Girls'' de uyuşturucu bağımlılığı, cinsellik, ahlak gibi kavramlardan bahsediyor. Birbirleriyle konuşuyorlar, biri diğerini makyaj masasının altına tıkıyor, saçlarını kesiyorlar, aynı yatağın üzerinde oyunlar oynuyorlar, ya da uyuşturucu alıyorlar. Fakat ne belli bir metne bağlı, ne de senaryo denilebilecek ciddiyette bir şey var. Aslına bakarsanız, rol değil, yaşanmışlıklarını tekrarlıyorlar.
Yaşanmışlıkla kuşatılmış konuyu teknik açıdan tamamlamaya gelindiğindeyse, bu nonkonformist yapı iyice belirginleşiyor. İkiye bölünmüş ekranda, farklı iki durum anlatılırken, coşkuyla hareket eden kamera bir sabitleşip bir titriyor, sıkılma şansınız olmadan film üzerine yoğunlaşmak zorunda kalıyorsunuz. İlk bir buçuk saatin ardından renklenen görüntüler ile de daha saykodelik arayışlara giriliyor. Sandalyeye oturmuş, yüzüne yansıtılan kırmızı ışığı elindeki aynayla kırıp, kendisini ayna üzerinde görmeye çalışan oyuncunun sekansları, uçuk deneyselliğiyle bile klasik estetik değerlere bağlı kalmayı başarabiliyor.
arkası yarın...
Chelsea Girls Extra
Nico Frozen Warnings * Israrla izlemeniz rica olunur
Scenes from the Life of Andy Warhol 01-1 (1966)
Scenes from the Life of Andy Warhol 01-2 (1966)
Scenes from the Life of Andy Warhol 01-3 (1966)
Nico - The Chelsea Girls, aynı ismi taşıyan ilk albümden
David Bowie - Andy Warhol, Hunky Dory albümünden
Velvet Underground - Venus In Furs
Andy Warhol Ate Hamburger
Andy Warhol Blowjob
1 yorum:
geçen akşam dogzstar'da andy gösteriyorlardı. ama andy'nin çevresi mevresi, nasıl koklaşıyorlar, nasıl çakışıyorlar falan filan. ekranda sürekli bir yalaşma görselleri.
okuyunca onu hatırladım.
Yorum Gönder