22 Aralık, 2007

Prick Up Your Ears

Biri, ötekini daha çok sevebilir. Gözünü kulağını kapayabilir; fedakarlıklar da bulanabilir. Güzel ve daha az güzel, zeki ve daha az zeki vs. diye bariz bir ayrım yapabildiğimiz aşıklar arasında, ilişkilerin getirdikleri paylaşılamayabilir, fedakarlıklar büyüyebilir. Güçlü tarafa duyulan inanç ve hayranlık saplantıya dönüşürken, güçsüz taraf teslimiyeti sayesinde yok olabilir. İlk anlamıyla gaddarca fakat bu yok oluşlar, aslında çift taraflı bir iletişimin direnç noktasıdan başka birşey değildir. Ve İngiliz yazar Joe Orton; yaşadıklarıyla, yazdıklarıyla ve yansımasıyla (aynadaki yansımasından söz ediyorum) bu tür yüceltmeleri hakediyordu. On altı yıl beraber yaşadığı erkek arkadaşı Kenneth Halliwell ise fazlasıyla kıskanç biriydi; 9 Ağustos 1967 gecesinde... xxx... (film ve yazar hakkında heves kaçırıcı bilgiler içerdiğinden).
9 Ağustos 1967 gecesine kadar yaşananları sürükleyici ve etkileyici bir biçimde anlatan, ismini ve senaryosunu Jonh Lahr'ın 1978 yılında, Joe Orton'ın günlüğüne dayanarak yazdığı biyografiden alan, ''Benim Küçük Çamaşırhanem'' ile adını duyuran Stephen Frears'ın 1987 tarihli filmi ''Prick Up Your Ears'' ise ummadığım bir anda ama lazım olan zamanda karşıma çıktı. Cinselliğe fazla yüklenilse de, 9 Ağustos gecesi yıkıcılığını beyazperde de kaybetse de; Joe Orton'a çıkan her yol, ''flamboyant'' kelimesiyle anıldığından, bu filmde Orton'ın görkemini yansıtıyor. Joe Orton rolündeki Gary Oldman, kariyerinin en vahşi ve en çekici rolünü ustalıkla oynarken; Alfred Molina, yani Kenneth Halliwell, yatağındaki sevgilisine ''uykun bile benden daha iyi'' derken kalp kırıyor. Daha bahsedilesi çok şey olsa da, yazarın hayatını temel aldığından, söyleyeceklerimi başka bir yazıya saklıyorum. Aslında, Joe Orton hakkında yazdıktan sonra, bu filme tekrar dönmeyi düşünüyorum. Joe Orton ve Kenneth Halliwell'in ölümünün 40. yılında, yani 2007 yılında, ülkemizde de DVD'sine kavuşan Prick Up Your Ears'ı kolaylıkla bulabileceğinizi söylerken, bu blogu ve içeriğinde bahsi geçen isimleri sevenlere özellikle öneriyorum.

0 yorum: