Cuma günü ne yaptığımı ya da ne yapabileceğimi bilmiyordum, mermamet&nizam istekleri bugünkü kadar netleşmemişti, karne de pek iyi değildi ve birden kendimi ilkokul arkadaşlarımla internet üzerinde konuşurken buldum. Eski arkadaşlarla konuşmak Placebo dinlemekle aynı etkiyi yaratıyor, konuşmadan sıkılmamak, etkiyi kuvvetlendirmek için uzun süreden beri ilk kez Placebo açtım, dinledim. Son iki albümlerini bazı şarkıları eledikten sonra Shift+Del ile çöp kutusuna bile yollamadan yollamıştım. Bir zamanlar zamanlarımı çalan ilk üç albümlerinin büyüsü ise uçmuş, unutulmuştu. Neyse, çocukluk arkadaşları çocukluk demekse, ilkokul arkadaşlarımla konuşmak rahatsız edebilirdi. Fakat konuşma sandığımdan rahat geçti, Placebo onca el altılığına rağmen iyi gelebiliyordu, özlemişim. Hatta, Burger Queen, Summer's Gone ve Pure Morning fazla iyiydi. Bu üç şarkı, birkaç eski arkadaşımı tekrar arayıp dostluğumuzu diriltmek isterken de çalıyordu. Placebo ise güzelken, harikaydı.
A friend in need's a friend indeed, my Japanese is better (nam-ı diğer Pure Morning)
Cue to your face so forsaken, crushed by the way that you cry (nam-ı diğer Summer's Gone)
You're the truth, not I, you're the truth, not I (nam-ı diğer Placebo'nun son güzel şarkısı)
ve en iyisi:
Hey You, Hey You, Hey You, Hey You (nam-ı diğer Burger Queen)
and the razzie goes to:
Because I want you too
Because I want you, because I want you (nam-ı diğer ben seni istemiyorum)
2 yorum:
You're the truth, not I, you're the truth, not I
You're the truth, not I, you're the truth, not I
You're the truth, not I, you're the truth, not I
You're the truth, not I, you're the truth, not I
You're the truth, not I, you're the truth, not I
Hey there! Ever thought about writing a few posts in english from time to time? That would be neat! ^^
Yorum Gönder