14 Temmuz, 2009

Kara Parçaları 3 / 14 Temmuz Salı / BirGün

Kara Parçaları 3

a) Antoni Casas Ros / Almodovar Teoremi

Oto-kurgu adıyla tanımlanan yeni yazınsal deneyim, otobiyografi ile roman arasında gelişen bir dinamizmle şekilleniyor ve bu şekillenme, son yılların en büyük edebi açılımı olarak hızla alanını genişletiyor. Yazarın hayata dair anlatısını hayallerle birlikte eritmesi, soğumanın ardından, iç içe geçmiş gerçeklikler sunuyor. Ne var ki, kimi zaman soğuma evresinin üzerinde pek durulmuyor, sonuç niyetine bize sunulan da dağınık bir deney olarak kendi değerinden uzaklaşıyor.

Etnik kökleri biraz karışık sayılabilecek Antoni Casas Ros’un ilk romanı ‘Almodovar Teoremi’, oto-kurgu tanımlamasıyla müthiş bir uyum içerisinde. Sahip olduğu İspanyol – İtalyan kanına rağmen Fransa’da büyüyerek ergenlik kültürü içerisinde fazlaca etkileşimi aktif kılmış yazarın kimliksizleşmeye doğru giden bir öyküsü var. Mezuniyet kutlamasının ardından yaşanan bir araba kazasını anlatarak başlayan kitap, Ros’un esas öyküsünü aktarmak konusunda hızlı davranıyor. Aniden önlerine çıkan bir geyik yüzünden direksiyon kontrolünü kaybeden yazar ve o sırada araçta bulunan kız arkadaşı, sertçe bir ağaca çarpıyor ve çarpmanın etkisiyle genç kız kaza yerinde ölürken, yazar yüzünün büyük bir kısmını yitiriyor. Bu yoğun deformasyonun etkisiyle tek başına seyahat edip süreklilik talep eden her türlü insan iletişiminden kendisini soyutlayan yazar, internet üzerinden matematik dersleri vererek yeni hayatı için gereken olanakları sağlamaya çalışıyor. Denenen onca operasyon, kazanın etkilerini azaltıp zamanı geriye sarmaya yarayacakken, yazarın kendine olan inancı başka bir bağlılıkla bütünleşiyor ve yazar, bakışımın unutulduğu dünyasından bir kitap oluşturarak çirkinliği anlamlandırmayı seçiyor. İşte tam bu noktada ünlü yönetmen Pedro Almodovar beliriyor ve ‘Almodovar Teoremi’ otobiyografik formu aşarak paralel doğruların çakıştığı bir düzleme sıçrıyor. Bir tür ‘Deus Ex Machina’ formundan konumlanan Almodovar, olayın senaryo akışı içinde beklenmedik bir yerde aniden ortaya çıkıyor. Yazarın yaşadığı karanlık hayattan kurtulmak için seçtiği yapay bir tanrı gibi gördüğü Almodovar, estetik arayışların nedeni ve onaylayıcısıdır. Yazar, hayal ile gerçek arasındaki analitik ayrımı geçmişten gelen matematik yatkınlığıyla çözümlemeye çalışırken, önüne çıkan denklemlerle başka gerçekliklere batar. Almodovar’ın yeni filmine esin kaynağı olduğunu düşünürken arzuladığı görünürlük, evrensel kabullenişle özgürleşmekten başka bir şey değildir. Kazanın ardından tamamen dondurduğu cinsel hayatı ise, bu evrenselleşmenin büyük bir adımı olarak tekrar yoğunlaşıyor. Almodovar filmlerinden fırlamış gibi duran travesti Lisa, Ros’un bedensel endişelerini tamir edecek hoş görüsüyle bir tür bütünleşmeyi simgeliyor. Bana kalırsa, kitabın en can alıcı noktaları, Lisa’nın varlığında keşfedilebiliyor. Bir travesti olarak normal estetik kalıplarının dışında duran Lisa, yazarın deforme yüzünü eleştirmeyerek yeni algının savunuculuğunu üstleniyor. Kazaya neden olan geyiğin tekrar ortaya çıkmasıysa, gerçek ile kurgunun tamamen birbiri içine geçtiğini kanıtlayarak şiirsel bir üslubun hâkimiyetini kutsuyor.

Yalnız konusuyla değil, konuyu ele alış tarzında kullanılan yardımcı öğelerin seçkinliğiyle de çok katmanlı bir roman ‘Almodovar Teoremi’. Yazarın yüzündeki asimetriyle benzeşen modern sanat eserleri, matematiğin bitimsizliği, sinema dilinde kameranın incitilemeyen netliği v.b. pek çok ayrıntı, gerçeklik değerlerinin döngüsel dönüşümünde gerekli görevleri sırasıyla üstleniyor. Bu sarsıcı kitabın tek sorunu ise, yapı iskeletinden kaynaklanıyor. Kitabın kazandığı haklı ün sonrasında kimliğini açıklamayı reddeden Antoni Casas Ros’un oto-kurgu alanında belirlenmiş bir strateji doğrultusunda hareket edebileceği endişesi, kitabın gerilimini arttıran bir unsur olarak görülebileceği gibi, gerçekliğe sıkıca bağlı okurlar için tedirginlik yaratabiliyor. Hoş, gerçekliğin sürekli eskidiği zamanımızda böylesi bir tedirginliği hissetmek bile, başka bir kanalda olsa da, yine başka bir samimiyet duvarına çarpmakla eşdeğer etkiyi tetikliyor.

http://www.birgun.net/culture_index.php?news_code=1247571275&year=2009&month=07&day=14

0 yorum: