11 Ağustos, 2009

Bunlarla Uğraşıyordum / Yoktum / Döndüm

Cinsellikte diğerleri, her zaman bir süreklilik olasılığını beraberinde getirir, diğerleri her zaman bir tehlikedir ve bireysel ayrıklığın dikişsiz giysisini her zaman lekelerler. Hayvansal yaşamın zorlukları içinde diğerleri sahne dışında yer alırlar. Bunlar boş şekiller oluştururlar ama cinsel etkinlikte bu şekillerde kritik değişmeler olur. Bu sırada diğeri olumlu olarak değil, çoğalmanın tedirgin edici şiddetine bağlı bir olumsuzlukla ortaya çıkar. Her varlık, diğerinin kendisi için oluşturduğu olumsuzluğa katkıda bulunur. Yakınlaşmada etkin olan benzerlikten çok diğerinin çoğalma yeterliliğidir. Birinin şiddeti diğerininkine neden olur. İki taraf için de, kendi dışına (bireysel ayrıklığın dışına) çıkmaya zorlayan içsel bir devinim söz konusudur. Karşılaşma, cinsel çoğalmanın itici gücüyle, dişide yavaş olarak, erkekte çok daha şiddetli olarak, varlıkların dışına çıkmak zorunda kalan iki varlık arasında oluşur. Birleşme anında, hayvansal çift, zamanlanmış bir süreklilik akımıyla yaklaşan ve birleşen iki ayrık varlıktan oluşmamaktadır: gerçek anlamda bir bütünleşmekten bahsetmek zordur. Şiddetin egemenliği altında, cinsel birleşmenin düzenlediği reflekslerle bağlanan iki birey, kendilerini varlıklarının dışına atan bir bunalım durumunu paylaşırlar. İki varlık aynı zamanda sürekliliğe açılmıştır. Ama belirsiz bilinçlerde hiçbir iz kalmaz: bunalımdan sonra, her iki varlığın ayrıklığı dokunulmazdır. Bu bunalım, bunalımların hem en şiddetlisi ve hem de en anlamsızıdır. Georges Bataille / Erotizm / Sayfa 112

//

Bugün hem tüketiciyi hem de talebi üretmek gerekmektedir. Bunu yapabilmek ise malı üretmekten çok daha pahalıya mal olmaktadır (toplumsallık büyük ölçüde şu 1929 talep kriziyle birlikte doğmuştur. Talep üretimi büyük ölçüde toplumsalın üretimini de kapsamaktadır). Bu yüzden iktidar uzun bir süre politik, ideolojik, kültürel ve seksüel anlam üretmiştir. Onu talep izlemiş ve sonunda arzu emerek aşıp geçmiştir. Böylelikle anlam giderek azalmış ve bütün devrimciler giderek daha çok anlam üretmeyi amaç edinmişlerdir.Bugün artık her şey değişmiştir. Bundan böyle anlam bunalımı yoktur. Çünkü her yerde giderek daha çok anlam üretilmektedir, yetersiz kalan artık taleptir. Sistemin asıl sorunu da bu anlam talebi üretiminidir. Talep, anlam arzusu ve anlama minimal düzeyde katılma olmazsa iktidar boş bir hayal ya da anlamsız bir perspektif olmaktan öteye gidemeyecektir. İşte burada da talep üretimi anlam üretiminden çok daha pahalıya mal olmaktadır. Sonuna kadar gidildiğindeyse bunun olanaksız bir şey olduğu görülecektir. Çünkü sistem bütün enerjilerini bir araya getirebilse bile bu işi başaramayacaktır. Çünkü mal ve hizmet talebi her zaman için yapay bir şekilde üretilebilir. Jean Baudrillard / Sessiz Yığınların Gölgesinde ya da Toplumsalın Sonu / Sayfa 23

0 yorum: