20 Ağustos, 2009

Nuray Mert'in Kafası Karışık ve Umutsuzluk

Bölünme dahil her şeyi artık daha açık konuşmalıyız...
/
Gelinen noktada, bir yandan müzakereler ve diğer yandan demokratik platformda tartışmalar sorunsuz giderse, umarım en azından ‘silahsızlanma’ değilse bile ‘çatışmasızlık’ ortamı sağlanabilir, ayrılıkçı özlemler marjinalize olur, makul bir ortak zemin bulunur. Sadece demokratikleşme ile gidilecek yolun ise sonu geldi gibi gözüküyor. Bu gerçeğe alışmaya başlasak iyi olur.


---

Nuray Mert benim bilmediğim bir yerden yazıyor olmalı, yoksa Mert'i anlamamak için özel bir dikkat geliştiriyor değilim. Bahsettiği 'marjinalleşme' ve peşine düştüğü genelleme, ılımlı bir yorum gibi düşünülebilir, zaten böylesi bir etki amaçlanmış. Yine de, bu ılımlılığın altında yatan umutsuzluk, bir başka bakış açısında kolaylıkla ateş alabilir.

---

Bir katalizör görevi görecek Kürt açılımının eritecekleri içerisinde, bu tür yangınların kabuğu çürüteceğini düşünerek kendimi rahatlatabiliyorum.

---

Umutsuzluk her yerde! Herkes bir sonraki gelişmeyi merak ediyor!

---

Umutsuz ve milliyetçi bir geyin saldırısına uğradım! -yakında blogunuzda.-

1 yorum:

dino dedi ki...

" Şimdi mesele şu: Sırasıyla tanıma, inkâr ve ikrarla geçen 100 senenin ardından, devlet önümüzdeki birkaç seneyi hangi siyasetlerle geçirmeye meyyal? Kürt meselesinin yakın geleceğinde ne görünüyor? Sanırım evvela şu: İkrardan geri dönüş mümkün değil. Tenkil siyasetine geri dönüşse hepten imkansız. Cumhuriyet, tenkil siyasetinin çıkmaz sokak olduğunun bir zamandır farkında. Dünyanın ve ülkenin mevcut koşulları köklü biçimde değişmeden yürütülecek kapsamlı bir tenkil siyaseti Kürt şehirlerini yönetilemez kılar, bu biliniyor. Huzursuz Kürtlerin ülke nüfusu içindeki oranının yüzde 5’i, Kürt nüfusu içindeki oranınınsa yüzde 30’u geçmiş olduğu düşünüldüğünde, ayrımcılık siyaseti de makul bir seçenek gibi durmuyor. Bu durumda, Cumhuriyet’in önümüzdeki birkaç yılda, etkilerini kuvvetli bir asimilasyon programıyla gidermeye çalışacağı, zayıf bir tanıma siyaseti takip etmesi en makul yol gibi görünüyor. Lakin, asimilasyon destekli bu zayıf tanıma siyaseti Kürt memnuniyetsizliğini ne denli azaltır, orası meçhul. Tahminim, Kürt memnuniyetsizliği zayıf bir tanıma siyasetiyle teskin edilebilecek günlerini çoktan geride bıraktı.
Galiba, Kürt siyasetinde dördüncü dönem bizi çağırıyor; hacimli bir tanıma siyaseti bizi bekliyor!"


http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=Radikal
EklerDetay&ArticleID=950212&Date=20.08.2009&CategoryID=42